anne babalar soruyor
Günümüz şartlarından en çok etkilenen kurum ‘aile’dir. Ekonomik sıkıntılar, sosyal sorunlar, çevre şartları, olumsuz medya yayın ve propagandası en fazla aileyi yıpratıyor. İnternet sayesinde dünyayla buluşuyoruz ama çocuklarımıza ulaşmakta zorlanıyor, olaylara onların gözüyle bakamıyor ve çocuklarımızı anlayamıyoruz. İletişim kuramıyoruz. İletişim olmayınca, verilmesi gereken en temel eğitim bile verilemiyor.
Sonuçta da en temel eğitimden mahrum bilinçsiz, toplumun ve ülkesinin başına bela olan, okumuş ama kıymet bilmez, saygısız, anarşist tiplerden oluşan sağlıksız nesiller ortaya çıkıyor. Sağlıklı eğitimin verilebilmesi için ebeveynlerin çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği, onlarla nasıl iletişim kurulacağını bilmelerinden geçiyor.
Arkadaşımız, Akın Dindar, anne ve babaların bu sahada merak ettikleri soruları derleyerek, onlar adına Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sefa Saygılı’ya sordu. “Anne ve Babalar Soruyor” adlı söyleşi dizimizle sizi baş başa bırakıyoruz.
Çocuğa İlgi
Anne-Baba: Baba, anneye karşı nazik, kibar değilse ve sevgisini göstermiyorsa anne ilgisiz ve sevgisiz kaldığına inanıyorsa, çocuklara karşı yeterince faydalı olabilir mi?
Dr. Saygılı: Olamaz tabii. Anne baba arasındaki uyum, karşılıklı sevgi ve saygı, inanın çocuğa çok şey katar. Bunu sağlamak zorundasınız.
Anne-Baba: Eşimi 1 yıl önce kaybettim, 6 ve 10 yaşında iki oğlum var. İyi bir anne olduğuma inanıyorum. Babanın yerini nasıl doldurabilirim?
Dr. Saygılı: Allah size sabır ve güç versin. Bunun için anlayışlı bir beyle evlenebilirsiniz. Evlenmenin dışında büyükbaba, amca, dayı gibi ailenin erkek büyüklerine yakın oturmak, onlarla sık görüştürmek faydalı olur. Böylelikle taklit edecekleri bir erkek modeli görürler. Bir başka husus da çocukları okulda erkek öğretmene vermeniz. Bu da “model olma” yönüyle iyi olur.
Altını Islatmak
Anne-Baba: Çocukların gece altını ıslatmaları, anne baba eğitimi yanlışlığından mı olur?
Dr. Saygılı: Hayır, genellikle kalıtsaldır, soyaçekimle ilgilidir. Ancak çocuk bir süre temiz kaldı ve sonra altını ıslatmaya tekrar başladıysa, bu defa psikolojik faktörler söz konusudur. Ya çocukta anne babayı kaybetme korkusu veya kıskançlık duyguları mevcuttur.
Anne-Baba: 6 yaşındaki kızım, 4 yaşındayken gece altını ıslatmayı kesmişti. Son 4 aydır tekrar gece kalkmaya ve altını ıslatmaya başladı. Ne yapmalıyız? Sebebi ne olabilir?
Dr. Saygılı: Çocuğun kafasında büyüttüğü bir problemi vardır. Bunu araştırmalıyız. Acaba aileye yeni bir kardeş mi geldi? Başka endişeleri mi var? Bu konularda onu rahatlatırsak, problem çözülmeye başlar. Ayrıca akşamları sulu gıdalar almasını kısıtlamak, altına bez ve naylon sermemek, idrarını kaçırdığı günleri listelemek ve temiz olduğu günler ona memnuniyetimizi bildirmek faydalıdır.
“Ben Senin Yaşındayken…”
Anne-Baba: Babanın çocuğa sürekli kendini överek örnek göstermesi, “Ben senin yaşındayken çok çalışkandım. Ben bu imkânlara sahip değilken şöyleydim” gibi sözler söylemesi ve onu tembellikle suçlaması doğru mudur?
Dr. Saygılı: Kesinlikle yanlıştır. Çocuğa fayda yerine zarar verir. Her çocuğu kendi şartları içinde düşünmek gerekir. Böyle, onu kendimizle kıyaslayarak aşağılarsak, bir süre sonra kendine güvensizlik geliştirecektir.
Anne-Baba: 6 yaşındaki oğlumu çok seviyorum, ancak işsizim. İstemeyerek sıkıntımı ona yansıtıyor ve bağırıyorum, dövüyorum.
Dr. Saygılı: Adı üzerinde, çocuk bu. Çok bağırmaktan, hele kaba kuvvet uygulamaktan kaçınalım. İnşallah iş bulur ve hayatınızı düzene sokarsınız. Olmazsa bir ruh hekimine görünmenizde fayda vardır.
Her İstediğini Yapmalı Mı?
Anne-Baba: Çocuğumun her istediğini ve onun için en iyisini yapıyorum. Yine de asabi ve bazen huzursuz. Ne yapmalıyım?
Dr. Saygılı: Aslında arada onun isteklerine “hayır” demeliyiz. Her istediğini yapmak doğru değil. Böylelikle çocuğunuzun tatminsiz ve doyumsuz olmasına sebebiyet veririz. Çocuk, elindeki nimetlerin farkına varmaz. Hayatta da her istediğinin eline geçeceğini zanneder. Öyle olmadığını görünce mutsuz olur.
Anne-Baba: 6 yaşındaki çocuğum çok ısrarcı. “Hayır” desem bile tepkili konuşuyor. İstediği yapılsın istiyor.
Dr. Saygılı: Israr etse bile yapılmayacak şey istiyorsa, yapmayın! Çocuk bilsin ki ısrar fayda vermeyecektir. Böylelikle zamanla ısrardan vazgeçecektir.
Anne-Baba: 5 yaşındaki oğlum, markette istediğini almayınca bağırıp çağırıyor. Almak zorunda kalıyoruz. Yoksa çevreye rezil olacağız.
Dr. Saygılı: Yaptığınız yanlış. Çocuk sizi mahcup ederek istediğini aldırmaya çalışmaktadır. Alınmayacak istekte bulunduğunda, kesinlikle reddedin. Kendini yere atsa da bağırıp çağırsa da kabul etmeyin. Bir süre sonra bu alışkanlığı bırakacaktır.
Anne-Baba: Çocuğun istediğini yerine getirmezsek sürekli ağlıyor. Ne yapmalıyım?
Dr. Saygılı: Ağlasa da istediğini yapmayın. Ağladığını görmezden gelin. Bilsin ki, ağlasa da istediği olmayacaktır.
Annenin İçki ve Sigarası
Anne-Baba: Anne adayının kullandığı içki ve sigara, doğacak çocuğa etki yapar mı? Vuku bulan bu olumsuz etki, ona yapılan bir haksızlık değil mi?
Dr. Saygılı: Tabii pek çok zararlara yol açar. Sigara içen annelerin bebekleri, daha düşük kilo ile hastalıklara daha kolay yakalanma riski ile ve öğrenme yeteneğinde eksiklikle doğarlar. İçki içen annelerin bebekleri de birçok rahatsızlıklarla karşı karşıyadırlar. Bu, elbette annelerin kendi evlatlarına yapacakları büyük bir haksızlıktır.
Anne-Baba: 6 aylıkken parmak emmeye başlayan oğlum 2 yaşında ama devam ediyor. Normal midir?
Dr. Saygılı: Arada yaparsa normaldir. İkna ve telkinle vazgeçirmeye çalışabilirsiniz ama zorla ve yasakla problemin çözülmeyeceğini bilin.
Anne-Baba: 3 yaşındaki kızım devamlı sallanıyor. Ne yapmalıyım?
Dr. Saygılı: Bence görmezlikten gelin. Üstüne düştükçe, yasakladıkça daha çok yapacaktır. Sallandığında ilgilenmeyin, yapmadığında üzerine düşün. İlginizi çekmek için yapıyor olabilir veya sallanan birini taklit ediyordur.
Anne-Baba: Çocuğun ruh sağlığı açısından anne-baba geçimsizliği söz konusu ise ayrılmaları mı daha doğru olur?
Dr. Saygılı: Bu geçimsizliğin şiddetine bağlı olan bir durumdur. Eğer aralarında sağlıklı iletişim ve sevgi kalmadıysa devamlı birbirlerini çocuğun yanında aşağılıyorlarsa anlaşıp ayrılmaları uygun olabilir.
Kaç Çocuk?
Anne-Baba: Yeni evlenen bayanım. Eşim, ailede çok çocuğun daha doğru olacağını söylüyor. Acaba en uygunu kaç çocuktur?
Dr. Saygılı: Tabii çocuk sayısı ailenin şartlarına, anne-babanın istekli oluşlarına göre değişir. Ancak çocukların ruh sağlığı açısından üç veya dört kardeşin en uygun olduğunu düşünüyorum. Kardeşlerin olması, birbirleriyle arkadaş olmalarını ve dayanışmalarını sağlayacaktır.
Anne-Baba: Yeni evli bir çiftiz. Ne zaman çocuk sahibi olmalıyız?
Dr. Saygılı: Çocuk sahibi olabilmek için karı-koca birlikte karar vermeli ve buna hazır olmalıdır. Hazır olmak derken, etkili ebeveyn olmayı ve iyi yetiştirmeyi kast ediyorum. Çocuk sahibi olmayı da geciktirmeyin. En fazla bir yıldan sonra düşünün. Çocuktan sonra aile olduğunuzu hissedecek ve daha mutlu olacaksınız.
Anne-Baba: Çocuklar aralarındaki yaş farkı ne olmalıdır?
Dr. Saygılı: İki hamilelik arasında en azından iki yıl olması uygundur. Özellikle çocuklar arasında 3 yaş fark varsa, hem kıskançlık asgariye iner, hem de kardeşler birbirleriyle arkadaşlık yapıp oynayabilirler. Ayrıca anne için zorluk fazla olmaz.
Zekâsı Nasıl Gelişir?
Anne-Baba: Çocuğumuzun zekâ gelişimine nasıl katkıda bulunabiliriz?
Dr. Saygılı:
* Hamile anne adayı sağlığına ve beslenmesine dikkat etmeli; sigara, içki ve uyuşturucudan kaçınmalıdır. Yine stres ve sıkıntıdan uzak, mutlu ve huzurlu bir hamilelik dönemi geçirmelidir.
* Bebeği anne yanında taşımalı ve devamlı onunla iletişime girmeli, değişik ortamlara sokmalıdır.
* En az 6 ay, en iyisi 2 yıl anne sütü almalıdır.
* Anne ve baba bebekleriyle içlerinden geldiği gibi konuşmalıdır.
* Sabah ve akşam aile sofrada buluşmalı, yararlı sohbetlere çocuk da katılmalıdır.
* Çocuklara her gün bir süre uygun kitaplar okumalıyız.
* Oyun oynamasına uygun ortam oluşturmalı, zihnini geliştirecek iyi oyunlar seçmeliyiz. Bazen oyununa katılmalı, onunla oynamalıyız.
* Oyuncaklar beyin geliştiren türde olmalıdır. İleri teknoloji ürünlerinden kaçınmalıyız.
* Okula iyi bir başlangıç yapmalı, derslerine her zaman öncelik vermeliyiz. Okul günlerinde dersleri, tüm diğer faaliyetlerden daha önde geliyor olmalıdır. Hafta içlerinde ender televizyon seyretmeli, ev ödevlerini muhakkak yapmalıdır.
Anne-Baba: 5 yaşındaki çocuğum markaların logolarını tanıyor, televizyondaki şarkıcıların isimlerini biliyor. Bu onun ruh sağlığının yeterli olduğuna ve aklına işaret midir?
Dr. Saygılı: Bunları çocuğun akıllı olmasıyla ilişkili sayamayız. İyi bir ruh sağlığına sahip olmak; yaşa uygun becerileri (yürümek, konuşmak gibi) kazanmış olmayı gerektirir. Daha sonra arkadaşlık etme, ana-baba ile bağlılık ilişkisi kurma ama aynı zamanda onların yokluğuna tahammül etmeyi sayabiliriz.
Huysuz Çocuk
Anne-Baba: 1,5 yaşındaki oğlum herkesi ısırıyor, çimdikliyor. Benim saçlarımı çekiyor. Ne yapmam lazım?
Dr. Saygılı: Aslında çocuk böyle yaparken eğleniyor, kendi gücünü göstermekten memnuniyet duyuyordur. Başkaları çığlık attıkça mutlu oluyordur. Yoksa karşısındakinin acı çekmesini amaçlamadığı gibi büyük ihtimalle onun acı çektiğinin farkında da değildir. Bu durumda sizin veya acı çekenin, acı çektiğini çocuğa fark ettirmesi, canının yandığını ifade etmesi gerekir. Çocuk, karşısındakini rahatsız ettiğini böylece anlar ve acı çektirmekten vazgeçer. Bazılarının yaptığı gibi hemen şaplak atmak yanlıştır.
Anne-Baba: 4 yaşındaki oğlum rahatsızlık geçiriyor, iğne yapılması uygun görüldü. Ama o yaptırmak istemiyor, çok ağlıyor. Ne yapmalıyım?
Dr. Saygılı: İğnenin yapılması gerekiyorsa korkuyor diye vazgeçmeyelim. Ne uygunsa yapalım. Ayrıca yalana başvurmayalım. Oğlum rahatsızdı ve kendisine iğne yapılıp yapılmayacağını sordu. “İğne yapılacak, bu senin sağlığın için mecburuz buna” diye izah ettim. Kararlı olduğumu gördü ve tepkide bulunmadı.
Bazı anneler, çocukları ağlayınca iğneden vazgeçerler. Bu cesaretin değil, korkunun ödüllendirilmesi anlamına gelir. Hâlbuki çocuğa karşı kararlı davranmalı ve ortalığı ayağa kaldırsa da iğnesi yapılmalıdır. Yoksa çocuğumuz her korku veren durumda ağlayarak ve bize koşarak tepki vermeyi alışkanlık haline getirir.
Anne-Baba: 4 yaşında kızım sofrada yemeği ile oynuyor ve çok oyalanıyor. Ne yapmalıyım?
Dr. Saygılı: Yemek aralarında bir şey yemediğinden emin olmalısınız. Sofraya besleyici yiyecekleri koyduktan sonra, istediği tempoda yemesine izin verelim. Bizler yemeği bitirince yemek vaktinin bittiğini söyleyerek sofrayı toparlayalım. Yemeği bitirmediğini belirterek karşı çıkarsa ona “Üzgünüm, ama yemek için ayırdığımız zaman sona erdi” diyerek kararlı olalım. Bir dahaki öğünde daha dikkatli olacaktır.
Anne-Baba: Küçük kızım gece lambası ile uyumayı seviyor. Babası “Kaldıralım, artık büyüdü” diyor.
Dr. Saygılı: Çocuk gece lambası ile uyumayı seviyorsa karışmayalım. Bırakalım o şekilde mutlu uyusun. Bunun ona bir zararı yoktur.
Anne-Baba: İlkokula başlama yaşını öğrenebilmek için test yaptırmaya gerek var mı?
Dr. Saygılı: Gerek yok. Normalde 72 ayını tamamlayan çocuklar ilkokula başlar. Hele daha önce anaokuluna verdiyseniz, zaten okula hazır demektir.
Ancak çocukla ilgili şüphemiz, endişemiz varsa bir uzmana danışmakta fayda vardır. (Devam edecek…)
AKIN DİNDAR