15 Haziran 2008 Pazar


KANSER NEDIR ?
Her zaman kanserin korkunç bir hastalık olduğu düşünülür ve sözü dahi ürkütücüdür. Oysa beş yıl önce kanser teşhisi konmuş olan 3 milyon Amerikalı bugün hayattadır. Bunların çoğunun hastalığı tedavi edilmiştir. Bazılarında ise sorun sürmektedir.Tekrar belirtelim ki kanser teşhisi ölüm fermanı değildir.Diğer bir yanılgı da kanserin tek bir türü olduğunun düşünülmesidir. Oysa kanserin 100 den fazla türü vardır. Bazı türleri sadece tek bir organda yerleşir. Diğerleri vücudun çeşitli yerlerine dağılırlar. Herbirinin ortak yönü kontrol edilemeyen zararlı bir hücre büyümesidir.Çoğu insan kanserden korkar, çünkü bunun tedavi edilemez, ölümcül bir hastalık olduğuna inanmaktadır.Ancak, gerçekler ve istatistikler bu konu ile bağdaşmamaktadır. Bu yıl kanser teşhisi konmuş 10 kişiden 4 ü iyileşecektir (iyileşme, hastalağın belirtilerinin 5 yıl ya da daha uzun bir süre tekrar ortaya çıkmaması olarak tanımlanmaktadır). Bu iyileşmiş kişilerin normal yaşam süreleri hiç kanser olmamış aynı yaştaki hemcinsleri ile aynıdır.Bu denli etkileyici istatistiklere rağmen, kanser ciddi bir hastalık olma özelliğini korumaktadır. ABD de her yıl, bir milyondan fazla kişiye kanser teşhisi konmaktadır. (Melanom olmayan cilt kanseri bu rakamın içine dahil değildir).Kanserden her yıl yaklaşık 500. 000 kişi ölmektedir. Bugün ABD de yaşayan her üç kişiden biri ömürlerinin bir döneminde kansere yakalanacaktır.Temelde kanser yapan unsurlara maruz kalan bazı kişilerin kansere neden yakalanmayıp, diğerlerinin ise yakalandıkları tam olarak bilinmemektedir. Ancak birçok kanser türünün çok yavaş ilerlediği bilinmektedir.Kansere neden olan çeşitli unsurlardan birine maruz kaldıktan sonra hastalığın belirtilerinin ortaya çıkması 5 ilâ 40 yıl sürebilir. Örneğin akciğer kanseri, sürekli tütün kullanımından 25 yıl veya daha sonra ortaya çıkabilir. Belirtilerin ortaya çıkmasının bazen bu kadar uzun süre alması, belki de bazı kişilerin sigara içmekle ilgili uyarıları kulak ardı etmelerinin bir nedeni olabilir.
KANSER BELİRTİLERİ NELERDİR?(Bu yazı toplam 29618 defa okundu)Kanserde erken tanının önemini artık hepimiz biliyoruz. Hastalığın tanısının konmasının uzaması ile kaybedilen zaman, bazen bireyin sağlığını tehdit edecek boyutta olabiliyor. Aşağıda hangi belirtiler görüldüğünde kanserden şüphelenilmesi gerektiği hakkında bilgi bulacaksınız:Cilt:- Renk, şekil ve büyüklüğü değişen, çabuk kanayan veya ülserleşen benler,- İyileşmeyen yaralar varsa,- Ve uzun süreli güneş ışığına maruz kalıyorsanız…Ağıziçi, Boğaz:- Ağızda iyileşmeyen ağrılı/ağrısız yaralar,- Ağıziçi ve dudakta beyaz veya kırmızı plaklar, kitle veya sertlikler,- Yeni gelişen işitme kaybı veya kulakta çınlama, ses kısıklığı gibi yakınmalar varsa- Ve alkol, sigara kullanıyorsanız…Akciğer:- Geçmeyen veya karakter değiştiren öksürük,- Kanlı, pis kokulu balgam,- Yeni gelişen ses kısıklığı veya değişikliği,- Göğüs ağrınız varsa,- Sık ve uzun süreli akciğer enfeksiyonu (bronşit, zatürre) geçiriyor- Ve sigara kullanıyorsanız…Meme:- Göğsünüzde ele gelen kitle,- Meme derisi üzerinde kalınlaşma, çökme veya çekilme,- Meme başından berrak veya kanlı akıntı varsa- Ve ailede meme kanseri hikayesi mevcutsa…Sindirim Sistemi:- Yutma güçlüğü, uzun süren kusma/bulantı,- Uzamış ishal veya kabızlık,- Barsak hareketlerinde düzensizlik,- Koyu renkli veya kanlı dışkı,- Uzun süreli karın ağrısı veya baskı hissi,- Açıklanamayan kilo kaybı varsa- Ve ailede barsak kanseri veya hastalığı hikayesi mevcutsa…Kadın Üreme Sistemi:- Adette düzensizlik, fazla kanam veya uzun süreli kanama,- Adet dönemleri arasında veya menopoz sonrası kanama,- Cinsel ilişkiden sonra kanama,- Normalden fazla vajinal akıntı varsa- Ve östrojen tedavisi görüyorsanız…Erkek Üreme Sistemi:- Sık ve ağrılı idrara çıkma,- Kanlı idrar gelmesi,- Yeni gelişen iktidarsızlık,- Testislerde sertlik veya ele gelen ağrısız kitle varsa…Lenf Sistemi:- Boyun, koltukaltı ve kasıklarda ele gelen, çoğunlukla ağrısız kitleler,- Kilo kaybı,- Gece terlemeleri,- Uzun süren ve açıklanamayan ateşler,- Ciltte nedensiz beliren döküntü ve morluklar varsa…İskelet Sistemi:- Ele gelen kitle veya şekil bozukluğu,- Kemiklerde şiddetli ağrı,- Hareket kısıtlılığı varsa…Sinir Sistemi:- Şiddetli ve uzun süreli baş ağrıları,- Çift görme veya görme kaybı,- Yeni gelişen dengesizlik, baş dönmeleri, uyuşma veya felçler,- Şuur bulanıklığı, konsantrasyon güçlüğü,- Konuşma güçlüğü,- Kişilik değişiklikleri varsa…Yukarıdaki belirtileri gördüğünüz ve hissettiğinizde en kısa sürede bir uzmana danışınız.
www.hekimce.com
AKCİĞER KANSERİ
Tüm dünyada erkeklerde ve aynı zamanda dünyanın bir çok ülkesinde kadınlarda en sık rastlanan kanser türüdür. Bir çok kanser türünde giderek azalma söz konusu iken akciğer kanserine rastlanma sıklığı maalesef giderek artmaktadır. Tüm dünyada erkek ve kadınlarda halen en öldürücü kanser türüdür. Genel ölüm nedenleri arasında dünyadaçilmesidir. Bazı mesleklerde çalışma, hava kirliliği, radyasyon, genetik faktörler, beslenme alışka ikinci sırada yer almaktadır.En iyi bilinen neden sigara inlıkları gibi...Adı geçen diğer nedenlerin hiç birisi sigara ile mukayese edilecek kadar önemli değildir.Ülkemizin bazı yörelerinde bulunan ak toprak, gök toprak olarak bilinen asbest veya zeolit içeren toprakla temas akciğer kanseri yapmaktadır. Duvar sıvama ve yer döşeme amaçlı kullanılan ve bebeklerin altına konan bu toprağın bulunduğu alanlarda yaşayanlarda akciğer ve akciğeri örten zardan köken alan kanserlere çok sık rastlanmaktadır.Bazen akciğer kanseri bir meslek hastalığı şeklinde ortaya çıkar. Örneğin radyolog hekimler ve diğer radyasyonla çalışanlarda ve asbest sanayinde çalışanlarda akciğer kanserleri çok daha fazladır. Asbest bir ses ve ısı yalıtım maddesi olarak sanayide kullanılmaktadır. Bu iş kollarında (fren ve balata üretimi, gemi ve uçak sanayi, asbestli tuğla ve yapı malzemeleri üretimi gibi...) çalışanlarda akciğer kanserleri bir meslek riski olarak ortaya çıkmaktadır.Akciğer kanserinin sigaradan olduğu kesin midir?Sigara ile akciğer kanseri arasındaki sebep-sonuç ilişkisi doğru orantılıdır. Bir kişi sigaraya ne kadar erken yaşta başlarsa, günde ne kadar çok sayıda ve ne kadar uzun süre sigara içerse, içtiği sigaradan ne kadar derin dumanı içine çekerse akciğer kanseri olma riski o kadar fazladır.Sigara içmeyen akciğer kanseri olmaz mı?Bu, çok daha az rastlanır bir durumdur. Oysa, sigara içen bir kişinin akciğer kanseri olma riski içmeyene göre 13 ile 22 kat daha fazladır.Sigaranın kanser yapıcı etkisi uzun yıllar kullanıldıktan sonra kendini göstermektedir. Sigara içen bir kişi sigarayı kaç yıl içerse içsin bıraktıktan sonra akciğer kanseri olma riski giderek düşmekte ve 5-10 yıl içerisinde hiç içmeyenlerle ayni oranda risk taşır duruma gelmektedir.Akciğer kanserlerinin %95 inde sebep sigaradır.Önlenebilir kanser ne demektir?Bazı hastalıkların -örneğin genetik hastalıklar gibi- nedenleri çok iyi bilinmez ya da, bilinse bile bunlardan kaçınmak olası değildir. Oysa diğer bazı hastalıklar değiştirilebilir çevresel faktörlerle -mikroorganizmalar, beslenme alışkanlıkları, is ve çalışma koşulları, hava kirliliği gibi- ilişkilidir. Bu faktörler kontrol altına alınabilir ve değiştirilebilirse hastalık önlenebilmektedir.Akciğer kanseri olmamak için ne yapmalıyım?Akciğer kanserleri sigarayla ortaya çıktığından önlenebilir kanser türü olarak kabul edilmektedir. Sigara kullanmamakla bir kişi akciğer kanseri olma olasılığını çok büyük ölçüde ortadan kaldırmış olmaktadır.Akciğer kanseri genetik midir?Ailede akciğer kanseri öyküsünün olması sigara içmemek için en önemli nedenlerden birisidir. Çünkü akciğer kanserinin ortaya çıkısında genetik faktörler de rol oynamaktadır. Amcanızın, babanızın, kardeşinizin akciğer kanserine yakalanmış olması eğer sigara içiyorsanız sizin için bir erken uyarıdır. Bu uyarıyı dikkate almazsanız sizin yakınlarınız da sizin yaşadığınız türden bir acıya hazırlıklı olmalıdırlar.Sağlıkla ilgili her hangi bir yakınmanızın olmaması çok güzel. Ancak, bu yanıltıcı olabilir. Bazen hastalık uzun süre kendini belli etmeden ilerleyebilmektedir. Sigara içiyorsanız korkmalısınız! Gerçekten sizi rahatlatacak bir sözü söyleyebilecek durumda değiliz.Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?Tüm kanserlerde olduğu gibi kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık yanında; öksürük, balgam çıkarma, kan tükürme, göğüs ağrısı, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi akciğerlerle ilişkili yakınmalar olabilir. Bunlara bazen kanserin diğer organ ve dokulara yayılmasına bağlı olarak vücudun değişik alanlarında ağrılar, yutma güçlüğü, baş ağrısı, görme, denge bilinç bozuklukları vs gibi bir çok farklı şikayetler eklenebilir.Bunların hepsinin birlikte olması gerekli midir?Bazen hiçbirisi bulunmayabilir veya bir ikisi bulunabilir. Bazen de bu yakınmalar vardır ancak, hasta akciğer kanseri değildir. Bu belirtilerin hiç biri kansere özgül değildir.Eğer uzun yıllar sigara içiyorsanız, yaşınız 40 in üzerindeyse ve yukarıdaki yakınmaların biri veya bir kaçı mevcut ise hekime başvurmanız ve akciğer kanseri bakımından değerlendirilmeniz önerilir.Yukarıda bahsedilen belirtilere sahip bir kişinin öncelikle göğüs röntgeninin çekilmesi ve balgam incelemesinin yapılması ilk adımdır. Bunu bronkoskopi ve bilgisayarlı tomografiler ve tetkikler izler.Bronkoskopi nedir?Ağız veya burundan ince ve bükülebilir, ışıklı hortum veya rijit borularla akciğerlerimize kadar girilip solunum yollarımızın içten gözlenerek muayenesidir.Solunum yollarında yerleşmiş hastalıkların teşhisi ve tedavisi için kullanılan bir yöntemdir. Hastalığın doğrudan görülebilmesine, hasta alandan parça alınarak biyopsi vb. işlemlerin yapılarak teşhis konulmasına yarar.Bronoskopi, solunum sistemini tutan ve bilhassa solunum yollarında yerleşen bir çok hastalığın teşhisinde rutin olarak kullanılmaktadır.Hayatimiz boyunca attığımız her adımın, yaptığımız her işin bir riski vardır. Trafiğe çıkmanın, uçağa binmenin, yüzmenin ve yaptığımız nice işin taşıdığı risk bronkoskopinin risklerinden az değildir. Bronkoskopi ve bilhassa bükülebilir cihazlarla yapılan bronkoskopi güvenli muayene yöntemlerinden birisidir. Dikkatli çalışıldığı sürece ciddi bir sorunla karsılaşma olasılığı son derece düşüktür.Bronkoskopi öncesinde hastaya anestezi uygulanır. Yani agri, öksürük, bulantı hislerinin uyanmasına mani olmak üzere solunum yolu boyunca geçici süre uyuşma sağlayan bir ilaç nefes yoluyla hastaya verilir. Bu işlem usulüne uygun olarak yapılırsa hasta ağrı, acı çekmeden bronkoskopi yapılabilir.Akciğer kanseri bir kaç çeşit midir?Akciğer kanserleri farklı hücre tiplerine göre gruplandırılır. Her türün seyri, tedaviye cevabı, farklıdır. Tedavi planlanırken kanserin türü de bilinmelidir. Hastalığın ağırlığı da türüne göre farklılık gösterebilir.Akciğer kanseri teşhisi konan hastaya ne yapılmalıdır?Öncelikle kanser olduğu mutlaka biyopsi ile kesinleştirilmelidir. Sadece muayene veya röntgenlerine bakarak kanser teşhisi konamaz. Bunu takiben, kanser tipi belirlenmelidir. Bundan sonra ise kanserin büyüklüğü, yerleşim yeri, yayıldığı diğer bölgeler araştırılmalıdır. Bu işlemlere evreleme diyoruz. Son olarak hastanın direnci, günlük yaşamını devam ettirirken sahip olduğu performans tayin edilip, hasta ile konuşarak tedavi kararı verilmelidir.Bazı hastalar parça alınmasına (biyopsi) pek sıcak bakmıyorlar. Oysa, bu yapılmadan kanser tedavisine başlanamaz. Kanser tedavisinde kullanılacak yöntemler ve ilaçlar hastaya bir çok bakımdan riskler getirecektir. Bu riskleri üstlenmesi için öncelikle kanser teşhisinden ve tipinden emin olmak gerekir. Rastgele kanser tedavisi olmaz.Akciğer kanserinin tedavisi var mı?Akciğer kanserli hastalarda da hastanın durumuna göre çeşitli tedavi şekilleri vardır. Ameliyat, radyoterapi (ışın tedavisi), kemoterapi (ilaç tedavisi) destek tedavisi ve ismi burada verilmesine gerek olmayan diğer tedavi yaklaşımları halen uygulanmaktadır.Hangi hastalıkta olursa olsun uygulanacak tedavinin %100 başarılı olacağını önceden bilmek olası değildir. Akciğer kanserinde de bu tedaviler ile bazen tam şifa, bazen düzelme bazen ise sadece hastalığın ilerleyişini durdurmak mümkündür. Kuşkusuz başarısız kalınan olgular da söz konusudur. Hastanın, hastalığın ve uygulanan tedavinin türüne göre bu sonuçlar değişebilir.Bazı kanserlerde elimizdeki tedavi şekilleriyle kanseri tamamen yok etme şansı akciğer kanserlerine göre çok daha yüksektir. Ancak, akciğer kanserli olgularda da bu şans vardır. Hastanın bu şansını kullanması uygun olan tercihtir. Hastayı tedavi ederken amacımız onu ölümsüz kılmak değildir. Buna kimsenin gücü yetmez. Ancak, hastalığı yok etmek, küçültmek, sınırlamak, sağ kalımı uzatmak, hastanın yasam kalitesini artırmak gibi amaçlarımız vardır. Bunlardan hangisine ne ölçüde ulaşılırsa ulaşılsın tedavi başarılı olmuş sayılmalıdır.Bazen ameliyat, radyoterapi ve/veya kemoterapi birlikte uygulanabilir. Bu eş zamanlı da olabilir. Birbirini takip edecek şekilde de olabilir.Kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar belirli aralıklarla tekrarlayacak şekilde (kürler halinde) verilir. Hastanın ve hastalığın tedaviye cevap vermesi durumuna göre kürlerin sayısı değişmektedir.Kanser tedavisinin yan etkileri nelerdir?Yan etkiler kullanılan ilaca, ilaç veya ışını uygulama tekniğine, ilaç veya ışının dozuna, hastanın yaşına ve organ fonksiyonlarına, birlikte kullanılan diğer ilaç veya tedavilere bağlı olarak değişir.Kanser tedavisi, saç dökülmesi, bulantı, kusma yapar mi?Bu şekildeki yan etkiler kanser tedavisi sırasında sık görülmektedir. Ancak, bunların hepsi de tedavi tamamlandıktan sonra geri dönüşlüdür. Bazı ek ilaçlarla bulantı önlenebilir. İshaller, enfeksiyonlar, radyoterapi alanında cilt yanıkları, yutma güçlüğü, ağızda yaralar ve akciğerlerde fibrozis oluşabilir. Bu durumlarla karsılaşmamak için gerekli önlemler alınmalı ancak, buna rağmen oluştuğunda ise uygun şekilde tedavi edilmelidir.Kanserle basa çıkmak için bu tedaviler dışında nelere dikkat edilmeli?Kanser teşhisi çoğu kez hastada bir psikolojik travmaya yol açmakta ve bunu bazen depresyon izlemektedir. Hastalığın adının kanser olması her şeyin bittiği anlamı taşımaz. Kişinin olayı gerçek boyutlarıyla tanıması, hastalığını, tipini, ağırlığını öğrenmesi, kendisini bekleyen risklerden haberdar olması, planlanan tedavi biçimleri hakkında ve en doğru kararı vermek üzere bilgilenmesi gereklidir. Bu hekimiyle çok iyi bir ilişki kurmasını gerektirir. Kanser tanısı aldı diye kendini sosyal sorumluluk ve çevresinden dışlamamalı, hastalığı elverdiğince uğraşılarını sürdürmeli, ancak yeterli uyku, dengeli beslenme ve stresten uzak kalmaya özen göstermelidir. Hastada ağrı, öksürük gibi yaşam kalitesini bozan yakınmalar varsa bunlara dönük tedaviler ihmal edilmemelidir. Tedavi sırasında ve tedavi sonrasında gerekli kontrollerini zamanında yaptırmalıdır.Kanser ağrısını nasıl kesebiliriz?Bazen akciğer kanseri çevre dokulara veya uzak organlara yayılarak şiddetli ağrılar oluşturabilir. Bu durum hastayı fazlasıyla rahatsız eder ve bezdirir. Kanserle baş edilemese bile bu ağrının giderilmesi çok önemlidir. Ancak, ağrıyı gidermek için bazen doğrudan morfin vb ilaçlara başlanmaktadır. Gerçi bu ilaçlar kanser ağrısının tedavisinde kullanılırlar ve çok da etkin ilaçlardır. Ancak, bu ilaçlara bir süre sonra tolerans gelişir ve başlangıçtaki etki artık görülmez olabilir. Bu nedenle ağrı tedavisinde basamak ilerlemeli, önce basit ağrı kesicilerle ise başlanmalıdır. Gereğinde doz artırılarak kombinasyonlar uygulayarak zaman kazanılmalıdır. Morfin vb ilaçlar ileri dönemler için rezerv tutulmalıdır.Kanser teşhisi hastaya söylenmeli midir?Hastaya asla ve hiçbir zaman yalan söylenmemelidir. Hastanın hastalığı hakkındaki sorularına doğru cevaplar verilmelidir. Ancak, bütün doğruları hemen söylemek doğru olmayabilir. Yavaş ve kademeli olarak bilgi aktarılmalı, sorun açıklanırken çare ve tedavi biçimi birlikte anlatılmalıdır. Hastanın yaşamla bağı ve iyileşme umudu sarsılmamalıdır. Kuskusuz bu bir üslup sorunudur. Hastasını önemseyen, acısını paylaşan, ona zaman ayıran, sabırla dinleyen, onun sorununa çare arayan, umudunu artıran empatik bir hekim davranışı iyi bir tedavi kadar önemlidir
.
KANSER BELİRTİLERİ
Tarama testleri karmaşıklık ve mahiyet açısından değişiklikler gösterir. En yaygın bir şekilde kullanılan testlerin çoğu yüksek risk altındaki kişilerde sık görülen kanser biçimlerini bulacak şekilde tasarlanmıştır. Kanser tarama testleri pratik olmalıdır. Yapılan test, kanseri, tamamen iyileşme şansının hâlâ yüksek olacağı şekilde erken belirlemelidir.Emniyet de önemli bir konudur. Test başlı başına tehlikeli bir sağlık riskini yaratmamalıdır. Bundan yirmi yıl önce meme kanserini belirlemek için kullanılan mamografı işlemi, gövdeyi oldukça yüksek radyasyona maruz bırakıyordu ve kanserin gelişmesinde başlı başına bir faktör oluyordu. Ancak bugün mamografi ile kadınlar yalnızca küçük miktarlarda radyasyona maruz kalmakta, böylelikle muayene daha emniyetle olmaktadır.Kanser için periyodik tarama testleri tüm kanser vakalarında ve çeşitlerinde aynı önleyici değere sahip değildir, örneğin akciğer kanserinde, özellikle eğer sigara içiyorsanız, ara sıra göğüs röntgeninin çekilmesi veya balgam tahlili, yaşamınızı sürdürme şansını belirgin bir şekilde artırmayacaktır. Erken dönemde test etme hâlâ önemli olmasına rağmen, akciğer kanserinde yaşama oranı hâlâ yüzde 15 in altındadır. Sonuç olarak, eğer sigara içiyorsanız veya evinizde veya işyerinizde kimyasal maddelere maruz kalıyorsanız, akciğer kanserinin taranması konusunda öğütlerini almak için doktorunuza başvurunuz. Ancak hastalığın belirtilerini gözlemekten daha önemli olan bir şey, potansiyel karsinojenlere (kansere neden olan maddelere) maruz kalmanızı azaltacak her şeyi denemektir. Sigarayı bırakmak böylesi stratejilerden biridir.Diğer kanserler yaşama oranı belirgin bir şekilde artacak kadar erken teşhis edilebilir. Aşağıda belirtilen kanser tarama testleri, Amerikan Kanser Derneği tarafından önerilen kanser önleme programının bir parçasıdır.Meme KanseriUyarıcı Belirtiler: Memede herhangi bir sertlik veya kitle, veya meme uçlarından gelen akıntı veya kan.Kanser Riski Faktörleri: Meme kanseri genellikle elli yaşın üzerinde olan kadınlarda; hiç çocuğu olmamış kadınlarda, ilk çocuklarını otuz yaşından sonra doğuran kadınlarda, hiç emzirmemiş olan kadınlarda, ideal ağırlıklarının yüzde 40 üzerinde olan kadınlar ile cinsel olgunluğa gecikmiş olarak gelen veya gecikmiş menapozu olan kadınlarda ve ailesinde (anne veya kızkardeşlerde) menapoz öncesi meme kanseri olayı olan kadınlarda ortaya çıkar.Check-up Kuralları: Her kadın ayda bir defa göğüslerini dikkatlice muayene etmelidir.Buna ek olarak yirmi ile kırk yaş arasında olan kadınların her üç yılda bir göğüslerini bir hekime muayene ettirmesi gerekir. Kırk yaşın üzerinde olan kadınların bu muayeneyi her yıl yaptırması gerekir. Eğer kırk yaşın altındaysa-nız, ailenin geçmişinde göğüs kanseri yoksa yüksek risk gruplarından birine girmiyorsunuz demektir ve mamografinin alınmasına gerek duyulmayabilir. Eğer kırk ile kırkdokuz yaşlan arasında iseniz, herhangi bir belirti veya kitle yoksa ve ailenizde göğüs kanseri geçiren biri yoksa yalnızca basit bir mammogram yaptırın. Elli yaşından sonra mammogramı her yıl yaptırın. Eğer ailenizde göğüs kanseri varsa, yaşınıza aldırmaksızın her yıl bir mammogram yaptırın.Testis KanseriUyarıcı Belirtilen Teslislerde herhangi bir kitle veya boyutlarında değişiklik.Kanser Riski Faktörleri: Yaşlı erkeklerden daha çok genç erkeklerde ortaya çıkar (kırk yaşından sonra fazla görülmez); normal yerine inmemiş testisler.Check-up Kuralları: ilk gençlik yıllarının son dönemlerinden başlayarak tüm yaştaki erkekler her ay teslislerini muayene etmelidirler.Kolorektal (Kalın Bağırsak ve Rektum) KanserUyarıcı Belirtilen Herhangi bir rektal (makattan gelen) kanama veya dışkılama alışkanlıklarında uzun dönemli değişiklik.Kanser Riski Faktörleri: Aile üyelerinden birinde geçmişte kolorektal polip (iyi huylu tü-moral oluşum) veya kolorektal kanser veya kronik ülserleşmiş kolit olması.Check-up Kuralları: Kırk yaşın üzerinde olan kadın ve erkeklerin her yıl dijital (parmakla) rektal muayeneden geçmesi gerekir. Bundan öte elli yaşın üzerinde olan erkek ve kadınların en azından iki yılda bir sigmoidoskopik muayeneden geçmesi (sigmoidoskop ile kolon içinin muayenesi) ve her yıl kan bulunup, bulunmadığının kontrolü için feces (dışkı) testini yaptırması gerekir.Akciğer KanseriUyarıcı işaretlen Rahatsız eden bir öksürük, öksürürken kan gelmesi ve akciğer iltihabı veya bronşit nöbetleri; göğüste ağrı.Kanser Riski Faktörleri: Çok sigara içmek ve özellikle astbest olmak üzere çevre kirletici maddelere maruz kalmak.Check-up Kuralları: Kırk yaşın üzerinde olan herkesin bir göğüs röntgeni çektirmesi gerekir. Bunu takip eden göğüs röntgenleri doktorunuzun kişisel kararına göre yapılacaktır.Servikal (Rahim Boynu) KanserUyarıcı Belirtiler: Anormal vajinal kanama.Kanser Riski Faktörleri: Genital (Cinsel) bölgelerde kabarcıklar oluşturan deri iltihaplan veya genital siğil enfeksiyonları-, ergenlik çağına geldikten kısa bir süre sonra cinsel ilişkiye girme veya çok fazla cinsel ilişki partnerinin olması.Check-up Kuralları: Onsekiz yaşına gelen kadınların veya seksüel olarak aktif olanların her yıl Pap testi yaptırması ve pelvik muayeneden geçmesi gerekir. Birbirini takip eden üç veya daha fazla normal sonuç veren yıllık muayenenin ardından doktorunuz Pap testinin daha az aralıklarla yapılmasına karar verebilir.Endometrium (Rahim iç zarı) KanseriUyarıcı Belirtiler: Anormal vajinal kanama.Kanser Riski Faktörleri: Geçmişte kısırlık olması veya yumurtlama olmaması; menapozun geç başlaması veya uzun süreli östrojen tedavisi, vücutta aşırı yağlanma; çok fazla sigara içmek.Check-up Kuralları: Menapoza geldikten sonra geçmişinde kısırlık, aşırı şişmanlık, yfmurtlayamama, anormal rahim kanaması veya östrojen tedavisi olan kadınların endo-metriyal biyopsi yaptırmaları gerekir.İdrar Yolu ve Mesane KanseriUyarıcı işaretler: idrarda kan; sırt ağrısı; kilo ve iştah kaybı, sürekli ateş; anemi (kansızlık).Kanser Riski faktörleri: Elli yaşın üzerinde olan erkeklerde-, çok fazla sigara içenlerde, geçmişte kronik idrar yolu enfeksiyonlarından rahatsız olanlarda daha fazla görülür.Check-up Kuralları: Komple fiziki muayeneniz sırasında yapılan rutin idrar tahlilleri idrarınızda kan olup olmadığını (hemıtüri) gösterecektir. Eğer hematüri bulunursa, doktorunuz anormal bir doku da bulursa, biyopsi de dahil olmak üzere sistoskopik bir muayene yapabilir. Doktorunuz bir böbrek filmi de isteyebilir.Ağız KanseriUyarıcı işaretler: Ağzınızın renginde herhangi bir değişiklik veya ağzınızda iyileşmeyen herhangi bir yara.Kanser Riski Faktörleri: Genellikle kırkbeş yaşın üstünde erkeklerde, çok fazla sigara içenlerde ve özellikle çok fazla alkol kullanımı ile birlikte dumansız tütün kullananlarda (tütün çiğneyenlerde) daha fazla görülür.Check-up Kuralları: Eğer iyileşmeyen bir yara varsa doktorunuza veya diş hekiminize başvurun.Gırtlak KanseriUyarıcı Belirtiler: Boğuk seslilik.Kanser Riski Faktörleri: Çok fazla sigara içmek, eğer fazla miktarda alkol kullanımı ile birlikte oluyorsa.Check-up Kuralları: Konuşma özelliğinizde herhangi bir değişiklik olması durumunda bir boğaz uzmanı tarafından yapılan muayene veya eğer çok fazla sigara içiyorsanız yıllık muayene.Prostat KanseriUyarıcı Belirtilen idrara çıkmada zorluk; sırtın alt kısmında sürekli bir ağrı, pelvis veya kasıkların üst kısmında sürekli ağri; idrarda kan.Kanser Riski Faktörleri-. Yetmiş yaşın üzerinde olan erkeklerde daha fazla görülür.Check-up Kuralları: Eğer kırk yaşın üzerinde iseniz, periyodik tıbbi muayeneniz sırasında bir dijital (parmakla) rektal muayeneden de geçmeniz gerekir.Cilt KanseriUyarıcı Belirtilen Düzensiz sınırları olan küçük bir lezyon (yara, bere) ve vücutta veya kol ve bacaklarda kırmızı, beyaz, mavi veya mavi-siyah lekeler; cildin herhangi bir yerinde rengi inci beyazından siyaha kadar değişen yumru veya lezyonlar; avuç içi, ayak tabanı, el ve ayak parmaklarının uç kısımlarında koyu renkli lezyonlar; güneşe maruz kalmış cilt üzerinde daha koyu renkli beneklerle birlikte geniş kah-verengimsi lekeler; cildin herhangi bir yerinde kırmızımsı mor lekeler; ayak parmakları veya bacakta mor-kahverengi veya koyu mavi no-düller; yüz, kulak veya boyunda inci gibi veya mumlu gibi yumru veya şişler-, göğüs veya sırtta düz, ten rengi veya kahverengi yara izine benzer lezyonlar; yüz, kulaklar, boyun, eller veya kollarda pullu veya kabukla kaplı yüzeyi olan düz lezyon veya kırmızı nodul; herhangi bir bende görülen değişiklik veya iyileşmeyen bir yara.Kanser Riski Faktörleri: Kadın ve erkeklerde kızıl saç, açık cilt rengi veya gözlerin mavi olması; çocuklukta ciddi güneş yanığı olması; ailenin geçmişinde doğum lekeleri veya benler (displastik nevüs doğumda mevcut ben oluşumu sendromu.)Check-up Kuralları: Eğer yukarıda sıralanan uyarıcı belirtilere sahip herhangi bir cilt lezyo-nunuz varsa doktorunuza danışınız.
Gönderen AKIN DİNDAR zaman:
03:42 0 yorum

KULAK ÇINLAMASI: TİNİTUS
Kafa gürültüsü veya kulaklardaki çınlama (tinitus) yaygın görülür. Tinitus, Latince ’çınlamak’ anlamındaki tinnire’den gelmektedir. Tinitus hastalık değildir. Bir dizi sağlık sorununun neden olabildiği bir semptomdur. Tinitus, yaşla bağlantılı işitme kaybı veya kulak yaralanmasının sonucu olabilir ya da dolaşım sisteminizdeki bir hastalığın göstergesi de olabilir. Çoğu insan, tinitusu denetim altına alarak veya altında yatan nedenleri tedavi ederek semptomlarının zaman içerisinde iyileştirilebileceğini bulmuştur. Tinitusun yarattığı ses rahatsız edici olabilse de, hastalığın, ciddi bir sorunun uyarısı olmasına ender rastlanır. Bulgu ve BelirtilerTinitus, hiçbir dış ses olmadığı zaman kulağınızda sesler duymaya dair sinir bozucu bir hissi beraberinde getirir. Belirtileri ve bulguları şunlardır: • Kulağınızda, çınlama, vızıltı, ıslık veya tıslama sesi • İşitme kaybı Gürültü, ton açısından, alçak sesle kükremeden, yüksek sesle çığlık atmaya kadar farklılık gösterebilir. Bazı durumlarda, ses o kadar yüksek olabilir ki, düzgün biçimde konsantre olma veya duyma yetinizi etkileyebilir. Kulak kirinin birikmesi, tinitusu kötüleştirebilir. Kulak kanalınızda fazla pislik olması, dış sesleri duyma ve iç sesleri büyütme yetinizi azaltabilir. Sebepleriİç kulağınızın içerisinde, binlerce işitme hücresi bir elektrik yükü taşır. Mikroskobik kıllar, her duyu hücresinin yüzeyinde bir kenar oluşturur. Bu kıllar sağlıklı olduğu zaman, ses dalgalarının basıncına uygun olarak hareket eder. Hareket, bu hücreleri tetikleyerek, işitme hücresi aracılığıyla elektrik boşaltmalarını sağlar. Beyniniz bu sinyalleri, ses olarak yorumlar.Eğer iç kulağınızın içindeki ince kıllar bükülür veya koparsa, sürekli bir hareketlilik halinde rastgele hareket eder. Yüklerini elde tutamayan işitme hücreleri beyninize rastgele elektrik itkilerini gürültü olarak ’sızdırır’.İç kulağınız içerisindeki işitme hücrelerinde meydana gelen hasar, en yaygın olarak aşağıdakilerden ileri gelir:• Yaşla ilgili duyma yitimi (presbikuz). Bu süreç genellikle 60 yaş civarında başlar.• İç kulağınızda travmadan ötürü hasar. Duyma yetinizde meydana gelen bu aşınma uzun süre boyunca yüksek sese aşırı derecede maruz kalmadan ileri gelebilir. Traktörler, elektrikli testereler ve silahlar gürültü ile ilgili duyma yitiminin yaygın nedenleridir.Tinitusun diğer nedenleri arasında şunlar olabilir:Bazı ilaçların uzun vadeli olarak kullanılması. Yüksek dozlarda kullanılan aspirin ve belirli antibiyotik türleri iç kulak hücrelerini etkileyebilir. Çoğu zaman, bu ilaçları almayı bıraktığınızda istenmeyen gürültü kaybolur.Kulak kemiklerinde değişiklikler. Orta kulağınızdaki kemiklerin sertleşmesi (otoskleroz), işitme yetinizi etkileyebilir.• Yaralanma. Başınızda veya boynunuzda meydana gelen travma iç kulağınızda hasara neden olabilirDıştan gelen bir kaynak yerine, kan damarları sisteminizdeki belirli rahatsızlıklar da kulakta baş gösteren tinitusa (pulsatile tinnitus) neden olabilir. Bunlar:• Ateroskleroz. Yaşın ilerlemesi ve kolesterolün, diğer yağ birikintilerinin artması ile birlikte, orta ve iç kulağınıza yakın olan büyük kan damarları, her kalp atışında hafifçe bükülme veya genişleme yetisi anlamına gelen elastikiyetlerinin bir kısmını kaybeder. Bu da, kan akışının daha güçlü, zaman zaman daha çalkantılı hale gelmesine neden olarak, kulağınızın vuruşları tespit etmesini daha kolay kılar.. Yüksek kan basıncı. Hipertansiyon ve stres, alkol ve kafein gibi tansiyonu yükselten faktörler sesi daha da fark edilebilir hale getirebilir. Başınızın konumunu değiştirmek, genellikle sesin kaybolmasına neden olur.Çalkantılı kan akışı. Şah damarında veya boyun atardamarında daralma ya da bükülme olması, kan akışının çalkantılı olmasına ve kafada gürültüye neden olabilir. Kılcal hücrelerin kötü oluşumu. Atardamarlar ile damarlar arasındaki bağlantılarda oluşan ve A-V kötü oluşumu adı verilen bir rahatsızlık, kafada gürültüye neden olabilir.• Baş ve boyun tümörleri. Tinitus başta veya boyundaki bir tümörün semptomu olabilir.Çoğu tinitus vakası zararlı değildir. Öte yandan, eğer tinitus devamlı hale gelir ya da daha da kötüleşirse veya işitme kaybı ya da baş dönmesi yaşarsanız, doktorunuza görünün. Doktorunuz, gürültüyü azaltabilecek tedaviler ve gürültü ile daha iyi başa çıkmanıza yardımcı olacak teknikler önerebilir. Eğer yaşla ilgili duyma yitimi olası bir nedeni değilse, tek kulakta aynı anda meydana gelen tinitus ve işitme kaybının nedeni, yaralanma nedeniyle iç kulağınızdaki bir sinirin zarar görmesinden ötürü olabilir ve doktorunuz tarafından değerlendirilmesi gerekir. Doktorunuzla birlikte belirtileri ve semptomları, ne zaman başladıklarını, ciddiyetlerini ve bunları neyin daha kötü hale getirebileceğini tartışabilirsiniz. Doktorunuz için yararlı olan başka bir şey de, yüksek tansiyon ve herhangi bir ilaç alıp almadığınız gibi, diğer tıbbi rahatsızlıklarınızla ilgili bilgilerdir. Doktorunuz ayrıca, kulağınızda pislik birikmesinin, kulaklarınızdaki çınlamada payı olup olmadığını da görmek amacıyla, kulaklarınızı muayene edecektir. Buna ek olarak, doktorunuz başınızın ve boynunuzun, kulak etrafındaki bölümü üzerinde stetoskop ile ses dinleme girişiminde bulunacaktır. Eğer iç kulağınızdaki hasar, tinitusunuzun nedeni ise, sizde öznel tinitus olabilir, yani bunu sadece siz duyabilmektesinizdir. Ancak, doktorunuz damarlarla ilgili bir rahatsızlıktan ileri gelen sesler duyabiliyorsa, nesnel veya pulsatil tinitus hastasısınız demektir.ÖnerilerBazen tinitusun semptomları zaman içerisinde iyileşir. İyileşme sadece fiziksel değişikliklerin sonucu değildir ;çünkü kulaklarınızda meydana gelen her türlü hasar kalıcıdır ve geri dönülemez. Bunun yerine, birçok insan semptomları azaltmak için ayarlamalar yapmayı öğrenmektedir. Gürültünün şiddetini azaltmak ve buna olan direncinizi artırmak için şu teknikleri deneyin:• Olası tahrik edicilerden kaçının. Tinitus; yüksek sesler, nikotin, kafein, kinin içeren maden suyu (sıtmayı tedavi etmek için kullanılan maddenin aynısı), alkol ve aşırı dozda aspirin nedeniyle daha da kötü hale gelebilir. Nikotin ve kafein kan damarlarınızı sıkıştırarak, damarlarınız ve atardamarlarınız içerisinden olan kan akışı hızını artırır. Alkol, kanınızın kuvvetini, özellikle iç kulak bölgesinde daha fazla kan akışına neden olarak artırır.• Gürültüyü perdeleyin. Sakin bir ortamda, bir vantilatör, hafif bir müzik ve kısık seste dinlenen radyo, tinitustan kaynaklanan sesin örtülmesine yardımcı olabilir. Bazı insanlarda, hoş bir ses çıkaran işitmeye yardımcı cihazlara benzer aygıtlar olan tinitus gizleyicileri işe yarayabilir.• İşitme yardımcı cihazı takın. Eğer tinitusa işitme kaybı eşlik ediyorsa, işitmeye yardımcı cihazlar dışarıdan gelen sesleri çoğaltarak, tinitusun gürültüsünü daha az belirgin hale getirebilir. • Stresi kontrol altına alın. Stres, tinitusu daha kötü kılabilir. İster rahatlama terapisi, ister biyo-geribildirim, isterse egzersiz aracılığı ile olsun, stres yönetimi biraz rahatlama sağlayabilir.

LENF BEZLERININ BUYUMESI
Şişmiş bezeler genellikle vücudun hastalıklara karşı korunma mekanizmasının iyi çalıştığını gösterir. Fakat aynı zamanda ciddi hastalıkların da habercisi olabilirler. Bunun ayırdına nasıl varacaksınız?Çoğumuz, kulak altında, boyunun her iki tarafında, çene ve koltuk altlarında büyüyen bezelere yabancı değilizdir. Genellikle şişmiş bezeler, bölgesel bir enfeksiyonun sonucu oluşurlar. Daha çok koltuk altı, boyun ve kasık bölgelerinde şişen bezeler, beyaz kan hücreleri ve vücudu hastalıklara karşı koruyan antikorları içeren bir sıvıyla dolar.Enfeksiyonlarla savaşLenf bezleri bütün vücuda yayılmıştır.Çene altı,kulak arkası,ve kasık lenf bezleri büyüdükleri zaman belirgin bir hal alır.Buna karşılık daha derinde bulunan ,göğüs ve karın bölgesindeki lenf bezlerinin şişmesi özel muayenelerle anlaşılabilir.Normal olarak bezelerin çapı yarım santimetreyi geçmez, ancak enfeksiyon kaptığınızda, lenf bezleri beyaz kan hücreleri üreterek zamanla büyür. Bunlar daha sonra kan dolaşımına katılarak vücuttaki mikroplarla savaşırlar. Bu bir bakıma vücut içindeki enerji savaşıdır. Genellikle vücudun savunma mekanizması mikroplarla olan bu savaşı yener. Fakat bütün bu aktiviteler aynı zamanda hassas ve ağrılı lokal şişmelere de neden olur. Boğazınızda oluşan bezeler, birkaç gün dinlenmenizi gerektirebilir. Sıcak içecekler, tuzlu su, antiseptik gargara yapmak boğazınızdaki şişliğin geçmesine yardım etse de bezeler bir süre sonra kendi kendilerine kaybolacaktır. Eğer geçmiyorlarsa, ciddi bir enfeksiyon olup olmadığını öğrenmek için doktora başvurun.Nedenini öğreninBezeler, lenf bezlerinde beyaz kan hücresi dediğimiz lenfositlerin göllenmesiyle oluşur. Deri ve solunum sisteminin bazı basit enfeksiyonları bezelere neden olabilir.Örneğin bademcikler ve apandis öncelikle lenfatik hücrelerden oluştukları için kolaylıkla şişebilirler. Lenf bezleri vücudun herhangi bir bölgesinin tahriş olması veya kesilmesi sonucu enfeksiyon kapmasıyla da şişebilirler. Örneğin koltuk altınızda beze şişmişse, o bölgeye en yakın olan kollarınızı ve ellerinizi kontrol edin. Eğer herhangi bir kesik veya tahriş olmuş yer varsa, o bölgeyi ılık su ve antiseptik ile silin. Ancak beze iyileşmiyor ve daha da şişerek ateşli bir hal alıyorsa böyle bir belirtiyi gözardı etmeyerek doktor kontrolüne girin. Çünkü bu durum ciddi kan zehirlenmelerine de sebep olabilir. Kasıklardaki bezelerse bacak ve ayaklarınızdaki rahatsızlıkların habercisidir. Bu yüzden herhangi bir enfeksiyon veya yara olup olmadığını kontrol edin. Özellikle şeker hastaları bu çeşit enfeksiyonlara yatkındırlar.Bazı bakteriyel hastalıkların etkisiyle vücuddaki bezeler daha da yaygın hale gelebilir. Bunun nedeni, vücuttaki bakterilere karşı savaş veren beyaz kan hücrelerinin sayısı artmasıdır. Ayrıca eklem yerlerinde oluşan bezeler de büyük bir olasılıkla eklem romatizmasının bir işaredir. Bu yüzden, sağlıklı bir beden için kadınların göğüslerini herhangi bir kist olup olmadığını kontrol etmelerine benzer şekilde koltukaltı ve kasıklarımızı da kontrol etmemiz gerekir.Günlük hastalıklarVücudunuzun herhangi bir yerinde şişlik bulmak belki önemsiz görünebilir. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarda sık sık bezeler oluşur ve çoğu zaman fiziksel bir halsizlik verir, birkaç gün dinlenmeyle de geçerler. Bazen şişen lenf bezleri, başlarda farkedilemeyen ciddi solunum hastalıklarının da habercisi olabilir. Örneğin göğüste şişen lenf bezleri ancak X ışınlarıyla görülebildiğinden, tüberkülozun farkedilmesi oldukça güçtür. Ancak diğer belirtileri izlenebilir; bazen kan kusma, ısı kaybı, kilo vermek, geceleri terlemek ve boyunda şişen bezeler.Doktorunuza görününHer büyüyen lenf bezi karşısında endişeye kapılmanıza gerek yok.Örneğin dişiniz apse yaptığında çene altınızda şişen bezeler,veya soğuk algınlığıyla şişen bademcikleriniz bir süre sonra kendi kendilerine ortadan kaybolurlar.Ancak hassas ve şişkin bezeler nadiren de olsa kanserin habercisidir. Kanserli tümörler,komşu lenf bezlerine yayılarak,şişmelerine neden olurlar. Örneğin sağ göğüsteki kanser yayılarak sağ koltuk altındaki bezeleri kaplar. Lenf bezleri şekilsel olarak arttıklarında ağrı da olmasa ihmal etmeden GP nizi çektirin. Lenf bezi hücrelerindeki anormal çoğalma, bazen Hodgkin adı verilen ve genç erkeklerde görülen bir hastalığa da neden olabilir. Boyundaki lenf bezleri zamanla ağrısız olarak şişer. Hastalık ilerledikçe diğer lenf bezleri grupları da şişerek solunum darlığı,karaciğer ve dalağın şişmesine neden olur. Erken teşhis edilirse tedavi şansı yüksektir. Bu nedenlerden dolayı vücunuzun herhangi bir bölgesinde şüpheli bir şişkinlik olursa, ağrısız dahi olsa takibe alın.OLASI HASTALIKLAR• Kulak enfeksiyonları: Orta ve dış kulaktaki enfeksiyonlar, lenf bezlerinin şişmesine ve ateşlenmeye sebep olur.• Alman Kızamığı: Boyunun arka bölgesinde şişen bezeler, kırmızı isilik gibi görünen Alman kızamığının habercisi olabilir. Bu çocuklar için ciddi bir hastalık olmasa da, hamile kadınların geçirmesi oldukça tehlikelidir.• Fıtık: Kasıklarda üzerine basıldığında kaybolan yumuşak şişkinlikler genellikle doğuştan gelen bir rahatsızlıktır.• Kabakulak: Hemen hemen her çocuğun geçirdiği kabakulak hastalığı, tükürük bezlerinin şişmesiyle oluşur.• Toxoplazma: Bezelerin şişmesiyle görülen bu hastalığa kedi, köpek gibi hayvanların dışkısından insanlara bulaşan bir mikrop neden olur. Diğer belirtileri yüksek ateş ve halsizliktir.
www.hekimce.com