Baharla Gelen Şifa!
Nisan yağmurlarının başlamasıyla birlikte doğada kendiliğinden yetişen madımak, ebegümeci, kuzukulağı, ısırgan otu ve yemlik gibi otların çoğaldı. Bu otlar E, A, C, B2 ve B6 vitaminleri, demir ve kalsiyum mineralleri bakımından oldukça zengin. Bu vitamin ve minerallerin yetersizliği kansızlık, cilt bozuklukları, sindirim ve sinir sistemi bozukluklarına neden olabiliyor. Bu nedenle doğada bulunan bu otların bol bol tüketilmesini tavsiye ediliyor. Bu otlar içeriklerindeki vitamin ve mineraller ile çeşitli hastalıklara, ilaçlara, bazı kimyasal maddelere ve hava kirliliğine karşı vücudun direncini artırıyor, ısı değişimlerine karşı vücudu koruyorlar. Böylece vücudun savunma mekanizmaları güçlenmiş oluyor. Hamileler ve anneler bolca tüketmeliOtların içeriklerinde bulunan A vitamini depolanabilme özelliğine sahip. A vitaminleri bitkilerde bulunan karatoneidlerin depolanarak vücutta uzun süre kullanılıyor ve bu vitaminler hücreleri koruyucu özellik taşıyor. Otların içeriğinde bulunan folikasitler ise, gebe ve anneler için daha büyük önem taşıyoır.Otlar nasıl tüketilmeli?Doğadan toplanan otların tüketilmeden önce temizliğinin iyi şekilde yapılması gerekiyor. Otların içeriğindeki folikasit ve C vitamini suda erime özelliğine sahiptir. Bu nedenle pişirilerek yenecekse otların pişirme suları dökülmemelidir. Bu otların ıspanak gibi yemeği yapılabilmesine rağmen daha çok taze olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor. Taze tüketimin yanısıra, ısırgan otunun böreği, madımağın bulgurlu yemeği veya kuzukulağının salatası yapılabiliyor. Bu otların kurutularak yenmesini tavsiye edilmiyor.